“Ben Anadolu”  Mitolojiden Cumhuriyet’e uzanan bir kadının, bir ülkenin hikâyesidir. Bir kadının sesiyle binlerce yıl yankılanıyor Anadolu’nun kalbinde… Toprağın altında tanrılar, saraylarda kraliçeler, savaş meydanlarında komutanlar, kürsülerde bilge kadınlar konuşuyor.
Hepsi “Ben Anadolu” diyor.

Güngör Dilmen’in unutulmaz metni, bir oyuncunun bedeninde 9 kadına can verirken, tarih boyunca bastırılmış kadın sesini sahnenin merkezine taşır. Mitolojiden Cumhuriyet’e uzanan bu yolculukta; Kibele’nin toprağı yoğuran nefesi, Puduhepa’nın barış için mühürlenen elleri, Nilüfer Hatun’un dönüşen bedeni, Kara Fatma’nın kurşun kokan cesareti, Bahriye Üçok ve Türkan Saylan’ın aydınlık direnişi aynı hikâyede buluşur.

“Ben Anadolu”, yalnızca bir oyun değil, Anadolu’nun kadim hafızasında yankılanan bir çağrıdır: Toprağın, sesin, doğuranın, direnenin ve yeniden kuranın hikâyesi. Kadının sesiyle yoğrulmuş bir ülkenin öyküsü. Bir kadının nefesiyle, bir ülkenin tarihi sahnede yeniden can bulur.